Meyer-Landrut, Avrupa Günü’nün, Avrupa’nın inşasının başlangıcı olduğunu vurgulayarak “Schuman, Almanya, Fransa ve diğer kurucu üye ülkelerin ağır sanayisini bir araya getirmek için bir proje başlattı.” ifadesini kullandı.Schuman Deklarasyonu’nun, daha önce ülkeleri savaşa sürükleyen ağır sanayinin, onları bir daha savaşamayacakları şekilde bir araya getirmeyi hedeflediğini anlatan Meyer-Landrut, “Dolayısıyla Avrupa Günü’nün temel mesajı barıştır, demokrasidir, iş birliğidir, insan haklarıdır. Bu değerler her yıl Schuman Günü’nde kutlamak istediğimiz değerlerdir.” dedi.’En kıymetli değer ‘özgürlüktür’Meyer-Landrut, bir Avrupalının, Avrupa entegrasyonuna eşlik eden özgürlüklerin tadını çıkarabileceğini belirterek “AB içinde huzurun tadını çıkarabilirsiniz. AB’nin yıllar içinde geliştirebildiği zenginliğin de keyfini çıkarabilirsiniz ama bence bu yapının merkezinde olan en kıymetli değerler özgürlük, insan haklarının korunması ve hukukun üstünlüğüdür.” değerlendirmesinde bulundu. REKLAM İki büyük etkinlik düzenlenecekAB Türkiye Delegasyonunun Avrupa Günü vesilesiyle Ankara’da iki büyük etkinlik düzenleyeceğini ifade eden Meyer-Landrut, 9 Mayıs’ta Cern Modern’de geniş katılımlı bir resepsiyon vereceklerini, 14 Mayıs’ta ise Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) özellikle gençler için ücretsiz konser düzenleneceğini söyledi.Meyer-Landrut, “Ayrıca ülke genelinde 19 şehirde ticaret odalarıyla çalışan Avrupa Bilgi Merkezlerimiz var. Bu merkezlerin hepsi birbirinden bağımsız olarak etkinlikler düzenleyecekler. Bu etkinlikler konser şeklinde de olabilir, gastronomi ile ilgili de olabilir, bisiklete de binilebilir. Ülke genelinde bu farklı şehirlerdeki her Avrupa Bilgi Merkezi, Avrupa Günü’nü kutlamak için kendi etkinliklerini düzenleyecek.” diye konuştu.’Türkiye’nin AB ile çok yakın bağı var’Avrupa Günü etkinliklerine kamu kurum ve kuruluşlarının, sivil toplumun ve Türk halkının gösterdiği ilgiyi değerlendiren Meyer-Landrut, şöyle devam etti: REKLAM “Türkiye, AB’ye üye değil ama aday ülke. Türkiye’nin AB ile çok yakın bağları var. Türkiye, örneğin Erasmus öğrenci değişim programı da dahil olmak üzere birçok Avrupa programına üyedir. Yani kişisel düzeyde çok fazla etkileşim var. Dolayısıyla Türk insanının da Avrupa Günü’nü bizim gibi sevinçle yaşadığını ve bu değerlerin kutlandığı ortak bir gün olarak kabul ettiğini görmek çok güzel.””Avrupa kıtasında yeniden benzeri görülmemiş ölçekte bir savaş görüyoruz”Meyer-Landrut, Avrupa’da barışı temel alan Avrupa Günü’nde, bu yıl Ukrayna-Rusya Savaşı’nın yaşanmasına ilişkin ise “Avrupa entegrasyonunun ve Avrupa sürecinin kökeninde barış, demokrasi, insan hakları vardır. Ve ne yazık ki iki buçuk aydan fazla bir süredir Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik bu saldırgan savaşıyla birlikte, Avrupa kıtasında yeniden, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana benzeri görülmemiş ölçekte bir savaş görüyoruz.” ifadelerini kullandı. REKLAM Bunun çok üzücü bir gelişme olduğunu söyleyen Meyer-Landrut, “Bu bağlamda, Ukrayna’yı ve onun özgürlüğü, toprak bütünlüğü ve egemenliği için verdiği mücadeleyi desteklememiz gerekiyor. Bu, hepimiz için bir meydan okuma, bir özgürlük mücadelesidir.” değerlendirmesinde bulundu. FOTOĞRAF 7 Uzun bir geçmişi olan Türkiye-AB ilişkileri, başından itibaren inişli çıkışlı bir seyir izlemesine ve zaman zaman yaşanan sorunlara rağmen tarafların bu ilişkiyi sürdürme konusundaki iradesi ve temasları her alanda devam ediyor. Türkiye’nin AB üyeliği önemini ve gerekliliğini korumayı sürdürürken, Türk halkının da bu konu hakkındaki görüşleri farklılık göstermeye devam ediyor. Araştırma şirketi Areda Survey’in gerçekleştirdiği “Türkiye açısından Avrupa Birliği (AB) Değerlendirmesi” anketi de Türkiye ve AB arasındaki ilişkileri ve Türk toplumundaki dikkat çeken AB algısını gözler önüne serdi.
Areda’nın katılımcılara yönelttiği, “Sizce Türkiye AB’ye girmeli midir?” sorusuna karşılık, Türk halkının yüzde 51’inden Türkiye’nin AB’ye üyeliği konusunda destek gelmedi. Yüzde 48,6’lık oranla girmeliyiz cevabını verenler içerisinde, kadınlar, 25-34 yaş arası kişiler ve lisans mezunlarının çoğunluğu dikkat çekti. Buna bağlı olarak, AB’ye girmeliyiz diyenlerin ilk tercih nedeni ekonomik kalkınma olurken, AB’ye girmemeliyiz diyenlerin ise bağımsızlığı kaybetme kaygısı yaşadıkları tespit edildi.
AB’YE ÜYE OLMAK İSTEMEYENLER, TÜRKİYE’NİN BAĞIMSIZLIĞININ TEHLİKEYE GİRECEĞİNİ DÜŞÜNÜYOR
Türkiye AB’ye girmelidir diyenlerin yüzde 36,7’si, bu konuya ilişkin ekonomik istikrarın artacağını ve sürdürülebilir büyümenin sağlanacağını gerekçe gösterirken, sağlık, güvenlik ve eğitim gibi alanlarda standartların iyileşeceğini düşünenlerin oranı ise yüzde 10,7 olarak seyretti. Türkiye’nin AB’ye girmemesi gerektiğini savunanların yüzde 24,5’i Türkiye’nin egemenlik bağımsızlığının zarar göreceğinden endişeli olduğunu öne sürerken, yüzde 15,5’lik kısım ise AB’nin dağılacağını düşündüğünü ifade etti. “MERKEZ ÜLKE TÜRKİYE”
“Türkiye’nin konumu ile ilgili hangi ifade size en uygundur?” sorusuna cevap verenlerin yarıdan fazlası Türkiye’nin merkez ülke olduğunu düşünürken, her dört kişiden birinin Türkiye’yi Avrupa ülkesi olarak gördüğü belirlendi. Bu da Türkiye’nin son yıllarda uyguladığı bağlantısız ve çok yönlü dış politikanın topluma yansıdığını gösterdi. Dış politikanın merkez ülke anlayışıyla yürütülmesi gerektiğini savunanların oranı da yüzde 62 düzeyinde seyretti. Ankete göre, katılımcıların yüzde 50,7’si Türkiye’nin Avrupa ülkesi olduğunu söylerken, yüzde 49,3’ü ise Türkiye’yi bir Avrupa ülkesi olarak görmediğini ifade etti. YÜZDE 66’SI “TÜRKİYE HİÇBİR ZAMAN AB’YE ÜYE OLMACAK” DİYOR
Araştırmaya katılanların yüzde 66’sı Türkiye’nin hiçbir zaman AB’ye üye olamayacağını düşündüğünü belirtti. Bu fikri savunanların başında 18-24 yaş aralığı, lise mezunları ve erkekler gelirken, yüzde 20,6’lık dilim uzun vadede, yüzde 14’lük dilim ise kısa vadede üyeliğin gerçekleşeceğine inandığını belirtti. ŞANGAY ALTERNATİF DEĞİL
Katılımcılara yöneltilen, “Türkiye, AB’ye alternatif olarak Şangay Beşlisine üye olmalı mıdır?” sorusuna karşılık, kamuoyunda zaman zaman tartışılan ve AB’ye alternatif olarak Şangay’a dahil olma fikrinin toplumsal karşılığı bulunmadığı ortaya çıktı. Katılımcıların yüzde 61,1’lik kısmının olumsuz yanıt verdiği soruda, her on kişiden altısı, Şangay Birliğine karşı çıktığını ifade etti. Ayrıca, katılımcıların yüzde 90’lık oranla büyük bir çoğunluğu, AB’nin Türkiye konusunda adil yaklaşım sergilediğini düşünmediğini belirtirken, yüzde 10’luk kısım ise olumlu karşıladı. Türkiye genelinde 2 bin kişinin katıldığı ve 21-24 Mart tarihleri arasında yapılan araştırma, kantitatif araştırma yöntemlerinden ‘Profil Bazlı Dijital Panel Araştırması’ CAWI ile gerçekleştirildi. Areda Survey araştırdı: AB’ye üyelikte toplumsal destek yok Areda Survey’in gerçekleştirdiği, “Türkiye açısından Avrupa Birliği (AB) Değerlendirmesi” araştırmasına göre, Türk halkının yüzde 51’i, Türkiye’nin AB’ye girmemesi gerektiğini savunuyor. Araştırma şirketinin yaptığı araştırma anketine 2 bin kişi katılım sağladı. {{ entity.comments.quantity }} YORUM BİR YORUM YAZIN BiP’te paylaş Telegram’da paylaş Whatsapp’ta paylaş Pinterest’te paylaş Flipboard’da paylaş E-posta gönder
EKONOMİ
8 saat önceEKONOMİ
8 saat önceMANŞET
8 saat önceDÜNYA
8 saat önceDÜNYA
9 saat önceEKONOMİ
9 saat önceEKONOMİ
9 saat önce
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.